1 Haziran 2013 Cumartesi

Boyanmadık Yer Kalmasın

Ada, hararetle ellerini boyarken. 


Ellerini boyamayı çok seviyordu. Neyse ki yapmaması konusunda biraz ikna etmeyi başardık.



Kalemi eline aldığında önce defterini boyuyor; sonra kağıtları, boyama yaptığı masayı, o masanın ayaklarını; en son da kendini boyamaya başlıyor, eller ve ayaklar yani yüz dışında açıkta ne varsa boyanıyor :)
Aaa duvarları unutmuşum :)) 
Çok komik, canım yavrum...

Babasının Kuzusu

Babası Ada'yı çok özledi. 



O, onun tatlı, neşeli, tombik, ponpik, minik kızı...

Adoş portoş doridos pançooooooossss :))

30 Mayıs 2013 Perşembe

Papatyam

Ada'nın elbisesi hazır. 



Teyzesinin 16 Haziran'da nişanı var. Geçen hafta Adalar Balıkesir'e gitmeden önce  anneannesi ile dedesi ona gelinlik aldı. O gelinliğin içinde bir süzüldü bir süzüldü anlatamam. İşveleri cilveleri hiç bitmedi, mest oldu. Bir de ayakkabı aldılar. Onları da çok sevdi. Ne kadar hoşlandığını pozlarından anlarsınız .  



 Fındığım benim. Maşallah sana :)



Sağlıcakla kalın.

"Küçük bir çocuğun sevinci gibi avuç içi kadar mutluluk yeter."    
 

Vooaaavvv!!

Bu canavarı tanıdınız mııı???
 


 Yerim ben bu canavarı, yerriiimmm!!

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Tatilci Ada

Teyzesinin kuzusu...


Ona çok iyi bakıyorlar orada...

Teyzesini annesi bellemiş, en çok onunla vakit geçiriyormuş, tatlı kuş. Tatil yapıyor Balıkesir'de. Onu çok güzel ağırlıyorlar. Her gün aktivite var. Babamın bahçesi de var. Orada keyfine diyecek yokmuş. Kiraz toplamış. Kirazlardan küpe yapmış, dudaklarına sürmüş, ruj yapmış :)

26 Mayıs 2013 Pazar

Balıkesir Yolcusu Kalmasıııınnn!!!!

Adoş, anneannesiyle birlikte Balıkesir'e gittiiiii!!! :)))

Ben neler mi yapacağım :)

Kitap okuyacağııımm, istediğim zaman kalkacağııımm, geceleri deliksiz uyuyacağııımmm.

Biraz soluklanmaya ihtiyacım vardı. İki buçuk yıl deliksiz mesai yaptım, her gün yirmi dört saat. Allah'ın gücüne gitmesin ama bu ara çok iyi geldi. 

Bizim İstanbul'da kimsemiz yok. Ha diyince Ada'yı bir yere bırakıp eşimle gezemedik, birbirimize zaman ayıramadık. Bunun acısını da fazlasıyla çektik. Dün Ada, Balıkesir'e gidince biz de eşimle hemen Taksim'e gittik. Orada gezdik tozduk. Buluşurken ilk günlerdeki gibi heyecanlıydık. İnsanın eşi için böyle şeyler hissetmesi ne güzel. 

Kızılkayalar da ıslak hamburger yedik, ayıptır söylemesi.


Eşim bana bir şapka aldı. Çok havalı değil mi, şşş:) 

Allah Muhabbetinizi Artırsın !

Aman aman çok da artmasa mı acaba! Yoksa hayvanın hayatından endişe ediyorum. Mıncıklanmak ve sıkıştırılmaktan telef olacak diye korkuyorum. Gerçi Sultan çoğu zaman bu durumdan memnunmuş gibi davranıyor ama bazen ciddi ciddi onları ayırmak istiyorum. İkisinin de sağlığı söz konusu oluyor.  Gerçekleşebilecek ihtimalleri anmak  dahi istemiyorum. Onları anmak, davet etmekmiş gibi geliyor. O yüzden sizin anlayışınıza bırakıyorum. 
Adoş bazen Sultan'a bir takıyor. Onu çok rahatsız ediyor. Bazen de o evde hiç yokmuş gibi davranıyor. 



Bu ne sevgi aaaahh!!!!